Şubat 2018'de Birleşik Arap Emirlikleri'ne yaptığı bir iş seyahatinde gözaltına alınarak tutuklanan yardım gönüllüsü Mehmet Ali Öztürk, Türkiye ile BAE arasındaki ilişkilerin yumuşamasının ardından 29 Kasım'da serbest bırakılmıştı.
Gıda fuarına katılma amaçlı gittiği Dubai'de dönüş hazırlığı yaptığı gün gözaltına alınaniş adamı Mehmet Ali Öztürk, 3.5 yıl süren esaretinin ardından serbest kaldı.
"CUMHURBAŞKANIMIZ SERBEST KALMAMI İSTEMİŞ"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MİT ve Dışişleri Bakanlığı'nın bu süreçte yoğun çaba sarf ettiğini kaydeden Öztürk, "Cumhurbaşkanımız, serbest bırakılmamı Birleşik Arap Emirlikleri'nin fiili lideri Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan, doğrudan istemiş. Birleşik Arap Emirlikleri mahkemesi beni ömür boyu hapis cezasına çarptırmıştı. Erdoğan sayesinde evime, ülkeme, sevdiklerime kavuşabildim" diye konuştu.
"ELLERİM VE AYAKLARIM ZİNCİRLİ 13 GÜN RÜKU POZİSYONUNDA KALDIM"
Ülkeye dönüşü sonrası ilk kez Türkiye gazetesinden Yılmaz Bilgen'e konuşan Mehmet Ali Öztürk, "Allah düşmanıma dahi yaşatmasın" dediği zorlu süreci şu sözlerle anlattı:
"Gıda işiyle uğraştığım için Dubai'de düzenlenen bir fuara katıldım. Eşimle birlikte geldiğimiz fuarın son günü otelde kahvaltı yaptığımız esnada restoran 15-20 kişilik bir grup tarafından basıldı. Sonradan polis olduğunu öğrendiğim kişiler beni otelden alıp 1,5-2 saatlik yolculuktan sonra çölde bir yere getirdi. Doğrudan sorgu aşamasına geçtiler ve ilk istedikleri şey, Erdoğan ve Türkiye aleyhinde ifade vermem oldu. Suriye'de yürüttüğüm insani yardım faaliyetlerini biliyorlardı. Türkiye'yi terör örgütlerine destek veren ülke olarak gösterecek beyanlarda bulunmamı istediler. Tabii bu süreçte işkenceye maruz kaldım. Ellerim, ayaklarım zincirli 13 gün boyunca rüku pozisyonunda bırakıldım. 'Seni buradan kimse kurtaramaz. İstediklerimizi vermek zorundasın' diyorlardı.
"FETÖ'CÜLER BENİ TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYESİ GİBİ GÖSTERDİ"
Benim alıkonulmamın hemen ertesi gün eşim mecburi olarak Türkiye'ye döndü. Daha gözaltı sürecimden birkaç saat geçmişti ki, başta Emre Uslu olmak üzere FETÖ üyeleri ve medyası beni terör örgütü üyesi olarak gösterdi ve BAE'de sorgulandığımı yazdı. Üstelik benim yakalanmamı MİT tırları olayından çok daha büyük bir gelişme şeklinde duyurdular. Hiç kimsenin haberi yokken onlara bilgi sızdırılmıştı.
"SUÇLAMA TRAJİKOMİKTİ"
Suriye savaşının ilk başladığı dönemden itibaren, özelikle Türkmen bölgelere yardım faaliyetleri yürüttük. Devlet otoritesinin kalmadığı ülkeye ben de herkes gibi girip çıktım. BAE İstihbaratı, Suriye'de yaptığımız yardım çalışmalarına ait görüntüleri terör faaliyeti saydı. BAE Mahkemesi, ömür boyu hapis cezasına gerekçe olarak 'başka bir ülkeye izinsiz girmemi' gösterdi. Oysa BAE'li onlarca dernek, vakıf temsilcisi, siyasetçi, bürokrat da benimle aynı yöntemi kullanarak 2011'den beri Suriye'ye girdi. Trajikomik bir suçlama ile karşı karşıya idim ve mahkum edildim."
YAKIN ZAMANDA YÜZ YÜZE GÖRÜŞMÜŞLERDİ
BAE Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed El Nahyan, Kasım ayında uzun yıllar sonra Türkiye'ye gelerek tarihi bir ziyaret gerçekleştirmişti. Külliyede gerçekleşen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Muhammed bin Zayed El Nahyan görüşmesinde Türkiye ve BAE arasında 10 yatırım anlaşması imzalanmıştı.
Yorum Yazın